Diyarbakır Çınar ve Mardin Mazıdağ Arasında Meydana Gelen Yangın Felaketi: Bir İhmalkarlık Hikayesi
İnsanlar, ağaçlar, kuşlar ve hayvanlar canlı canlı yanarak hayatlarını kaybetti. Geriye kalanlar ise yanık bedenlerinin acısı ve derin ızdırabıyla baş başa kaldılar.
Diyarbakır’ın Çınar ilçesi ile Mardin’in Mazıdağ ilçesi arasında meydana gelen büyük yangın felaketi, bölge halkının yaşamını ve doğayı derinden etkiledi. Binlerce hektar alan kül olurken, birçok köy boşaltıldı, yüzlerce insan evsiz kaldı ve doğal yaşam büyük bir tahribata uğradı. Bu felaket, sadece doğal bir afet olarak kalmadı, aynı zamanda türk devletin ihmalkarlığı ve yardım politikalarının yetersizliği ile de tartışmaların odağına yerleşti.
Türk Devletin Rolü ve İhmalkarlığı
Yangının başlamasının ardından bölge halkı acil yardım beklerken, türk devletinin müdahalesi yetersiz kaldı. İtfaiye ekipleri ve yangın söndürme uçakları olay yerine geç ulaşırken, yangının büyümesi engellenemedi. Bölge halkı, yangınla mücadelede devletin yeterli önlemleri almadığını ve gerekli ekipmanları zamanında göndermediğini belirtti. Yangının çıkış sebebi olan eski ve bakımsız elektrik kabloları köylü tarafından görülmesine ve ifade edilmesine rağmen Türk medyası bu yangının sebebini, orada yaşayan kürt halkına bağlamaya çalışarak Türk devletinin ihmalkarlığını gizlemeye çalıştı.
Dahası, bölgedeki güvenlik güçlerinin yardım çalışmalarına katılmasından ziyade, yardıma gelen gönüllü halkın girişine engel olduğu açıkça videolar ve görsellerle görülmektedir. Yangınla mücadele etmeye çalışan gönüllü ekiplerin, güvenlik güçleri tarafından çeşitli bürokratik engellerle karşılaştığı ve yardım çalışmalarının aksatıldığı bildirildi. Bu durum, yangının kontrol altına alınmasını daha da zorlaştırdı ve hasarın büyümesine neden oldu.
Kürt Halkının Öz Yardım Yapısı Kurması Gerekiyor
Bu yangın felaketi, Kürt halkının kendi öz yardım yapısını kurması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Türk Devletin ihmalkarlığı ve yardım çalışmalarına engel olunması, Kürt halkının kendi örgütlenme yapılarını güçlendirmesi ve bu tür felaketlerle kendi başlarına mücadele edebilmeleri gerektiğini açıkça gösterdi.
Bölge halkı, yangınla mücadelede yerel dayanışma ağlarını ve gönüllü organizasyonları devreye sokarak önemli bir direnç gösterdi. Ancak bu çabaların daha sistematik ve örgütlü bir şekilde yürütülmesi, benzer felaketlere karşı daha etkili bir mücadele sağlamak açısından kritik öneme sahiptir. Yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve gönüllülerin iş birliği ile oluşturulacak bir öz yardım yapısı, gelecekteki felaketlere karşı daha hazırlıklı olunmasını sağlayacaktır.
Diyarbakır Çınar ve Mardin Mazıdağ arasında yaşanan yangın felaketi temelinde Türk devletinin sistematik sömürü politikası yatmakadır. Kürdistan bölgesin yatırım yapmayan, alt ve üst yapıyı yenilemeyerek bölgedeki kürt halkına zulmeden bir zihniyetle bölgedeki doğal yaşamı bozmayı amaçlamaktadır. Bu durum, Kürt halkının kendi öz yardım yapısını kurmasının ve örgütlenmesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Gelecekte benzer felaketlerle daha etkili mücadele edebilmek için yerel dayanışma ağlarının ve gönüllü organizasyonların güçlendirilmesi hayati önem taşımaktadır.
